Avsnitt

  • Dijitalleşmenin kurum ve kuruluşlardaki etkisi gitgide artarken, siber saldırılar da sinsi bir biçimde değişerek ve gelişerek büyüyor. Bu noktada sigorta sektörü kadar, siber sigortanın geçerli olması için sigortalı kuruluşlara da önemli görevler düşüyor.

    Swiss Re’nin siber sigorta konusunda yaptığı araştırmaya göre; küresel siber sigorta primlerinin 2021’de 10 milyar dolara ulaştığı ve 2025’e kadar yıllık yüzde 20 büyüme ile toplam primlerin 23 milyar dolara çıkacağı tahmin ediliyor.

    Corpus Sigorta Podcast serimizin yeni bölümünde, Siber Sigorta Reddinin Yaygın Nedenleri konusunu ele alıyoruz.

  • Mesleki Sorumluluk Sigortası, kişilerin mesleki çalışmaları sırasında yapabileceği eksik veya yanlış işlemler sonucunda oluşan zararları karşılamak amacıyla düzenlenen poliçelere deniyor. Olası aksiliklerde ödenmek zorunda kalınabilecek yasal tazminatlar için koruma sağlayan bu sigorta türü, iş yeri veya meslek sahiplerinin poliçe dahilinde olan zararları karşısında ödemek zorunda kalacakları mali tazmin sorumluluğunu üstleniyor.

    Hizmet sunarken üçüncü kişilere zarar verme riski taşıyan doktor, mühendis, avukat, eczacı, mimar, mali müşavir ya da sigortacılar, "mesleki sorumluluk sigortası” konusunda mutlaka bilgilenmeli.

    Corpus Sigorta Podcast serimizin yeni bölümünde, Mesleki Sorumluluk Sigortası'nın kapsamını ele alıyoruz.

  • Saknas det avsnitt?

    Klicka här för att uppdatera flödet manuellt.

  • Ürün Sorumluluk Sigortası, çok genel olarak üretilen ya da satılan ürünlerin hatalarından kaynaklı yaşanabilecek maddi ve fiziksel zararları kapsayan bir sigorta çeşidi olarak tanımlanabilir.

    Corpus Sigorta Podcast serimizin yeni bölümünde, Ürün Sorumluluk Sigortası'nın kapsamını ele alıyoruz.

  • Uluslararası ticaret hacmi büyüyor. Yatırımcılar dünyaya açılırken alacakları riskler de var. Corpus Sigorta Podcast serimizin yeni bölümünde; Müteahhitlik ve teknik müşavirlik başta olmak üzere yatırımcıların karşılaşabileceği bu risklere bakıyoruz.

    Ticari alacak sigortası ve ihracat kredi sigortası farkı nedir? Politik risk türleri nelerdir?

    Tüm detaylar ve uluslararası yatırım konusunda önemli bilgiler podcast içeriğimizde sizleri bekliyor.

  • Yapay zeka konusundaki gelişmeler günbegün daha şaşırtıcı oluyor. Sanatta dahi varlık gösteren, resim çizen, beste yapan yapay zekâ algoritmaları artık her alanda kullanılıyor. Yapay zekâ kullanımın yarattığı farklar sigorta sektörünün de dijital yeteneklerini olgunlaştırıyor.

    Önümüzdeki on yıl içinde, sigorta sektöründe derin bir dönüşüm kaçınılmaz. Sigortacılık anlayışının "hasar tespiti”nden "tahmin ve önleme"ye geçmesi, temel bir gereklilik olacak ve bu tahmin edilebilirliğin derecesi ve paydaşlar açısından yaygınlığı önem kazanacak. Sigorta dünyasının broker, müşteri, acente, sigortacı ve tedarikçi gibi tüm aktörleri, yapay zekâ ile desteklenmiş teknolojileri kullanacak. Böylece sigorta dünyasındaki değişim hızlanacak.

    Corpus Sigorta podcast içeriğimizin 14. bölümünde, yapay zekanın sigorta sektöründeki kullanım alanlarını inceledik.

  • Lojistiğin amacı; ürünün doğru şekilde ve doğru zamanda müşteriye ulaşmasını sağlamaktır. Bu nedenle, taşıma sırasında yaşanabilecek bir sorun üründeki değeri azaltabilir veya değerin tamamen yok olmasına sebep olabilir. Bir ürünün üretim aşamasında kullanılan teknoloji, tasarım ve kalitesinin önemi kadar ürünün üreticiden son tüketiciye ulaşmasındaki nakliye, depolama, gümrükleme ve dağıtım gibi süreçleri de oldukça önemli. Bu sebeple lojistik; aşamaları olan ve kontrol gerektiren operasyonların başında geliyor. Örneğin savaş, pandemi, siyasal kriz ve benzer durumlar lojistik firmaların akışını doğrudan etkiliyor. Bu hususta lojistik firmalarının ani gelişen olay ve durumlar karşısında farklı senaryoları hayata geçirmesi ve yeterli tecrübeye sahip olması gerekiyor. Hal böyle olunca nakliyat sigortalarını yaptırmak da kaçınılmaz oluyor. Podcast içeriğimizin yeni bölümünde, tüm detaylarıyla uluslararası bağlamda nakliyat sigortalarını inceledik.

  • Yaşamımızın devamı ve ihtiyaçlarımızın önemli oranda karşılanabilmesi

    için doğal kaynaklara ihtiyaç duyuyoruz. Ancak günümüzde temiz enerji kaynakları gün geçtikçe eriyor ve onlara ulaşmamız zorlaşıyor. Bu durumda sürdürülebilirlik kavramı devreye giriyor. Corpus Sigorta Podcast serimizin 12. bölümünde, sürdürülebilirlikte temiz enerji kaynaklarını ele aldık.

    Sürdürülebilirlik ve temiz enerji kaynaklarına geçmeden önce sürdürülebilir enerjinin ne olduğundan bahsedelim. Sürdürülebilir enerji, günümüzde doğa dostu devamlılığı olan bir enerji türü olarak ifade edilebilir. Bu nedenle sürdürülebilir enerji olması için temiz enerji kaynaklarına ihtiyaç duyuluyor.

    Sürdürülebilir enerji kaynakları nedir?

    Kurumlar temiz enerjiyi nasıl sürdürülebilir kılabilir?

    Tüm bu soruların cevabı ve daha fazlası Corpus Sigorta podcast içeriğimizde.

  • Çok sayıda insanın ziyaret ettiği, birçok farklı amaçla kullanılan etkinlik alanları; güvenliğe en önem verilmesi gereken yerler arasında.

    Konser, tiyatro, sinema, sergi gibi etkinliklerin yapıldığı büyük salonların bulunduğu alanlarda; antre, vestiyer, depo ve tuvalet gibi çok sayıda küçük bölüm de yer alır. Bir etkinlik alanı için yangın koruma konsepti tasarlanırken bütün bu farklı kullanım alanlarının da dikkate alınması gerekir.

    Kurumsal ve teknik tedbirlerin alınmasında sigortacılar da önemli rol oynar. Bir risk mühendisi etkinlik alanını ziyaret eder, tavsiye ve yönlendirmelerle alandaki risklerin azaltılmasına katkıda bulunur. Bu sayede de can ve mal güvenliği korunur.

    Corpus Sigorta podcast serimizin 11. bölümünde, etkinlik ve eğlence alanlarındaki riskleri, önleyici sigortacılık kapsamında ele aldık.

    Kaynak:

    Voltimum Türkiye

  • Demir çelik endüstrisi, ülke ekonomisi ve sanayileşmede lokomotif bir sektör olma özelliğine sahip. Demir çelik sektöründe gözlenen gelişmelerle kalkınma süreci arasındaki ilişki incelendiğinde, ekonominin demir çelikle ilgili alt sektörlerinin de ülke kalkınmasında büyük bir rolü olduğu açıkça görülüyor.

    Demir çelik sektörünün başarılı olmasının sebeplerinden biri, endüstriyel dallara girdi vermesidir. Demir çelik sektörü, başta inşaat malzemeleri olmak üzere otomotiv, gemi, uçak, demiryolu ve vagon gibi tüm taşıtlarda kullanılıyor. Demir çelik sektörü ayrıca tüm makine, cihaz ve eşya üretimine de katkı sağlıyor.

    Türkiye’nin toplam ham çelik üretiminin yaklaşık dörtte üçü ark ocaklı tesisler, dörtte biriyse entegre tesisler tarafından gerçekleştiriliyor. Sektörün ağırlıklı olarak ark ocaklı tesislere yönelmesinin sebebiyse çok daha küçük ölçekte finansman gerektirmesinden kaynaklanıyor. Bunun nedeni olarak, Türkiye’de entegre tesislerin temel hammaddesi olan demir cevheri yataklarının bulunmamasından kaynaklandığı gösteriliyor. Çünkü entegre tesislerin temel hammaddesi demir cevheriyken, ark ocaklı tesislerin temel hammaddesiyse demir çelik hurdası.

    Sigorta sektörü açısından demir çelik endüstrisi

    Sigorta sektörü açısından demir çelik endüstrisi irdelendiğinde, Kimya Mühendisleri Odası 2020 Türkiye Endüstriyel Yangın ve Patlamalar raporu verilerine göre ülkemizdeki yangın ve patlamaların yüzde 14’ünün bu sektörde gerçekleştiği görülüyor. Dolayısıyla bu türdeki endüstriyel yangın ve patlamalar, demir çelik sektörü için hem çalışan güvenliği hem de üretimin sürdürülebilirliği açısından riskler taşıyor. Bu hususta sigorta şirketleri yaptıkları saha ziyaretlerinde, hurdanın girişinden mamul maddenin çıkışına kadarki tüm süreci titizlikle inceliyor. Örneğin hammadde içerisindeki yabancı maddelerin olabileceği varsayımıyla hareket eden sigorta şirketleri işletme sahiplerini uyarabiliyor. Gerekli uyarılar yapılıyor, filtrasyon sistemlerin önlemleri kontrol ediliyor, filtrelerin algılama sistem kontrolleri yapılıyor ve potalar inceleniyor. Bunun yanı sıra sarf malzemelerin kullanım ömürleri konusunda detaylara bakılıyor, tüm yangın, güvenlik ve iş güvenliği önlemleri kontrol edilerek risk analizi sonrası müşterilere geri bildirim sağlanıyor. Önleyici sigortacılık böylece, ülkemizin lokomotif sektörleri arasında yer alan demir çelik sektöründeki iş sürekliliğine katkıda bulunuyor.

    Kaynaklar:

    ticaret.gov.tr

    dijiportmedya.com

  • 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun’daki bilgiye göre organik atıkların yanı sıra bitkisel yağ atıkları, tarımsal hasat atıkları dahil olmak üzere, tarım ve orman ürünlerinden ve bu ürünlerin işlenmesi sonucu ortaya çıkan yan ürünlerden elde edilen kaynaklara biyokütle denir.

    Sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji kaynağı olarak biyokütle enerjisi, organik malzemelerin yakılması ile elde edilen bir tür enerjidir. Mahsul kalıntıları, orman ürünleri, su bitkileri, ticari veya evsel atıklar bu sistemin çalışması adına yakıt olarak kullanılabilir. Hatta gün içerisinde oluşan çöpler de biyokütle enerjisi elde edebilmek adına yakıt olarak değerlendirilebilir.

    Biyokütle tesislerindeki riskler

    Biyokütle tesislerindeki, enerji üretiminde kullanılan ham maddelerin depolandığı alanlardaki en büyük risk yangındır. Bu depolama alanlarında, yıldırım kaynaklı yangınlar ve bu yangınların rüzgarla yayılması riski mevcuttur. Biyokütle tesislerindeki mekanik tesisatlarda, makine hasarları da yaşanabilir. Bu tip hasarlarda yedek parça tedariğinin uzun sürmesi nedeniyle iş durabilir.

    Corpus Sigorta podcast serimizin yeni bölümünde; bu depolamanın yapıldığı biyokütle tesislerindeki riskleri ve önleyici sigortacılık çalışmalarını tüm detaylarıyla ele alıyoruz.

    Kaynak:

    enerjiportali.com

  • Ağır makine kullanımına sıklıkla başvuran sektörlerin, önlemlerini de çok sıkı tutması gerekiyor. Önleyici sigortacılık çerçevesinde uygulanacak tedbirlerle önce can sonra mal kayıplarının önüne geçmek mümkün.

    Bugünün güçlü makineleri, ciddi yaralanma veya ölümlere neden olabiliyor. Çalışanlar, makinelerle çalışırken çoğunlukla aynı türden kazalar yaşıyor.

    Kaza türlerinin birbirine yakın olması, risk senaryolarını doğru inceleyerek birçok kazanın önlenebileceğini gösteriyor. Bu riskleri engelleyebilmek amacıyla atılması gereken adımlar; iş başlamadan önce yapılması gereken eylemler ve iş başladıktan sonra alınacak önlemler olarak iki grupta incelenebilir.

    Corpus Sigorta podcast serimizin bu bölümünde ağır makine kullanımında önleyici sigortacılığı ele alıyoruz.

    www.corpussigorta.com.tr

  • Gıda stoku yapılan depolar türlerine göre farklı tehlikelerle karşı karşıya kalabilir. Özellikle meyve ve sebze depolamasında bozulmanın önlenmesi için izolasyon amaçlı poliüretan panel ile çevrili depolar kullanılır. İzolasyonu sağlayan poliüretan paneller, yangın yükünü artırıcı rol oynamaktadır.

    Bu tip depolarda yapılan yangın araştırmaları yangınların yüzde 44’ünün elektrik tesisatlarından çıktığını ortaya koyuyor. Tesisatın poliüretan panellerin içinden geçtiği düşünüldüğünde, çıkan yangının panellerle birlikte hızla büyüyerek tüm tesise yayılabilmesi mümkündür.

    Ayrıca bu depolarda “sıcak çalışma” yani kaynak, kesme ve bunlara benzer tadilat işlemlerinden kaynaklı yangınlar da çıkabilmektedir.

    Bir diğer büyük tehlike ise Forklift kaynaklı yangınlar. Yeterli derecede havalandırılmayan ‘forklift aküsü şarj alanı’nda açığa çıkan gazın o bölgeden uzaklaştırılması gerekmektedir. Aksi durumda yoğun gaz çıkışı yangına sebebiyet verebilir. Bu depolarda soğutma sistemlerinde soğutucu olarak kullanılan maddelerin yarattığı yangın risklerini de göz önüne almak gerekir.

    Yangın ve gaz patlaması risklerine karşı alınacak önlemler konusunda sigorta sektörü ve risk mühendisliği çalışmalarının önemi hayli fazladır. Poliçe yapımı öncesinde şirketler tarafından bu depolara saha ziyaretleri düzenlenir. Sigorta şirketleri, alınması gereken önlemleri müşterileri olsun ya da olmasın ilgili işletmelere yazılı olarak iletir. Bu önerilere uyan işletmelerde hasar yüzdeleri ciddi oranda düşmektedir.

    Alınması gereken önlemlere baktığımızda periyodik bakımların yapılması ilk sıralarda geliyor. Özellikle de elektrik tesisatı kaynaklı yangınların önlenmesi için… Bakımların kayıtları mutlaka tutulmalı ve istenildiğinde ilgili kurumlara ibraz edilebilmelidir.

    Sıcak çalışma kaynaklı yangınların önlenmesi için, işletmelerde yazılı “sıcak çalışma izin formları” oluşturulmalıdır. Çalışma bu formdaki yönergeler doğrultusunda yapılmalıdır.

    Yapı malzemesi seçiminde, yapı elemanlarının düşük yanıcılık sınıfında seçilmesi çok önemlidir. Örneğin poliüretan paneller içerisinden geçen elektrik tesisatının yangına dayanıklı malzeme ile izole edilmesi önemlidir. Malzemeler seçilirken tedarikçiden sertifika istenmelidir.

    Soğutucu gaz seçimi olası yangınların önlenmesinde çok önemlidir. Depolarda kullanılan soğutucu maddeler ağırlıklı olarak amonyak ve freon gazlarıdır. Bu gazlardan amonyak gazı daha düşük sıcaklıklarda alevlenebilir: Bu gazın solunması sağlığa zararlıdır.

    Depoların sel ve su baskınına karşı korunması için de bir dizi önlem alınmalıdır. Deponun yakınında dere ya da nehir gibi bir su kaynağı olmamalıdır. Depo, yüksek kotlara yapılmalıdır. Bu tip depolar genelde hollerden oluşur ve çoklu çatı sistemine sahiptirler. Bu tip binalarda çatı derelerinin bakımları periyodik olarak yapılmalıdır. Giderlerin tıkanmasını engelleyerek bina içerisine su girişi önlenmelidir.

    Sonuç olarak;

    Mümkün ise depo projelendirme aşamasında sigorta şirketi ile irtibata geçilmesi faydalı olacaktır. Böylelikle yapı malzemesi seçiminden, alınacak yangın önlemlerine kadar tüm konularda risk mühendisliği departmanlarından destek alınabilir. Depo yeni değilse poliçe öncesi risk analizi ile poliçe dönemindeki risklerin azaltılması için de görüş istenebilir. Bu sayede olası riskleri bertaraf ederek her iki taraf için de sorunsuz bir poliçe dönemi geçirilmesi sağlanabilir.

  • Güneş enerji santralleri yenilenebilir enerji sistemlerine bağlı temiz enerji kaynaklarıdır. Risk mühendisliğinin güneş enerjisi yatırımlarına yansıması ise yatırımın sağlıklı olması açısından önem taşır.

    Güneşten gelen enerjiyi fotovoltaik modüllerin ve diğer bileşenlerin kurulumu ile elektrik enerjisine çeviren sistemlere güneş enerjisi santrali denir. Bu sistemler kolay kurulum avantajı ile uzun ömürlüdür. Çevreci ve düşük işletme maliyeti avantajları ile kullanım kolaylığı sunarlar.

    Türkiye’de güneş enerji sistemlerinin kullanılmasında son beş yılda büyük bir atılım gerçekleşmiştir. Türkiye’deki güneş enerji santrallerinin üretim kapasitesine bakıldığında 2014 yılında 40,2 Megawatt, 2020 yılı aralık ayında 6.667,4 Megawatt enerji kaydedilmiştir.

    Güneş enerjisi santrali kurulum maliyetleri farklılık gösterebilir. Değişkenliğin sebepleri arasında da zeminin özellikleri, yöresel olarak kar ve rüzgâr yükü gibi faktörlerin farklılığı, arazi eğimleri, kullanılan ekipmanlar ve tasarım özellikleri sayılabilir.

    Yatırım hayata geçerken yaşanabilecek birtakım sorunlar söz konusu. Bunları üç başlıkta toplamak gerekirse:

    -Projelendirme aşamasında yaşanabilecek sorunlar

    -Kurulum aşamasında yaşanabilecek sorunlar

    -Üretim aşamasında yaşanabilecek sorunlar

  • Fabrika yangınları, gerek fabrika sahiplerin gerekse de fabrika çalışanlarının korkulu rüyası... Zira fabrikalardaki yanıcı, parlayıcı, patlayıcı maddeler ve uzun saatler boyunca çalışan makineler; yangın riskini daima en yüksek seviyede tutuyor.

    Öyle ki son yıllarda Türkiye’de yılda ortalama 500 fabrika yangını gerçekleşiyor ve bu yangınlarda ölümler veya ciddi yaralanmalar yaşanıyor.

    Fabrika yangınlarının yüzde 25’i tekstil, yüzde 20’si plastik, yüzde 15’i gıda, yüzde 10’u boya, yüzde 10’u petrokimya tesislerinde meydana geliyor. Toplam yangınların yaklaşık yüzde 40’ı İstanbul’da gerçekleşiyor.

    Corpus Sigorta Podcast serimizin yeni bölümünde, risk mühendisliği ve önleyici sigortacılık alanına dikkat çekiyor ve yangın tehlikesi konusunda alınması gereken önlemlere yer veriyoruz.

    Kaynak:

    Türk Makina Mühendisleri Odası, Endüstriyel Yangın Güvenliği Önlemleri

  • Sigortadaki risk mühendisliği; müşterilerin karşılaşabilecekleri riskleri belirleyip, bunların azaltılması için çalışmaların yürütüldüğü bir alan. Şöyle de anlatabiliriz: Sigorta, riskin gerçekleşmesi sonrası maddi bir güvence sağlıyor.

    Literatürde mutlak riskler ve finansal riskler olmak üzere iki risk türü bulunuyor. Ama şunu bilmek lazım ki risk, yaşayan bir kavram. Dolayısıyla bu türlerin artması muhtemel. Örneğin; kimi kitaplarda ve uzmanların söylemlerinde kurumsal riskler, hukuksal riskler, halkla ilişkiler riskleri veya siber riskler gibi tanımlara rastlıyoruz. Alanı her ne olursa olsun değer kaybettiren veya hasar yaratan tüm noktalar, potansiyel bir finansal risk doğuruyor. Yangın, sel/su baskını, deprem veya hırsızlık gibi sigortayla teminat altına alınan riskler ise mutlak risk (fiziksel risk olarak da geçebilir) şeklinde adlandırılıyor.

    Daha önceki bölümde sigortacılıktaki Risk Mühendisliği mesleğinden bahsetmiş, bu mesleğin Türkiye’de ve dünyadaki çalışmalarını anlatmıştık. Bu bölümde ise sektörlere göre risklerin çeşitlilikleri nelerdir, önlem yöntemleri nasıl geliştirilir ve risk nasıl yönetilir? Gibi sorulara cevap arayacağız.

    Kaynak:
    Mert Üçok/ Risk Mühendisi

    RIMS: Risk Management Community, Education and Resources

    Risk Yönetimi Derneği

  • Sigortadaki risk mühendisliği; müşterilerin karşılaşabilecekleri riskleri belirleyip, bunların azaltılması için çalışmaların yürütüldüğü bir alan. Şöyle de anlatabiliriz: Sigorta, riskin gerçekleşmesi sonrası maddi bir güvence sağlıyor. Risk mühendisliği ise riskin gerçekleşme oranını minimize etmeye odaklanıyor. Bu risk kontrolünün iki yolu bulunuyor: İlki riskin şiddetini, ikincisi ise olasılığını azaltmak. Tabii mümkünse her ikisini de azaltmak daha kıymetli.

    Peki dünyada risk mühendisliği çalışmaları nasıl ilerliyor?, Türkiye'de bu alanda neler yapılıyor? Gelin podcast serimizin yeni bölümünde bu konunun detaylarını öğrenelim:

    "Kaynak: Mert Üçok - Risk Mühendisi"

  • Dijitalleşme, birçok yönetici ve işletme için tedirgin edici bir kavram. Dijital dönüşüm genellikle her şeyi sorgulayan, ulaşılması güç bir nokta olarak görülür. Peki dijital dönüşüm gerçekten böyle bir şey mi? Profesör Nathan Furr ve Profesör Andrew Shipilov, Harvard Business Manager dergisinde bir makale yayınladılar. Makale, dijital dönüşümle ilgili beş ortak efsaneyi çürütüyor ve dijitalleşmenin gerçek anlamını açıklamaya çalışıyor. Sonuçlar, dijital dönüşümün yıkıcı bir etki olmadan gerçekleştirilebileceğini gösteriyor. Gelin bu efsaneleri ve gerçekte olması gerekenleri öğrenelim:

    1. Efsane: Yöneticiler dijitalleşmeye uygun bir iş modeli tasarlamalı hatta değiştirmeli.

    2. Efsane: Yöneticilere göre fiziksel satış kanallarından dijital kanallara geçilmeli.

    3. Efsane: Sigorta şirketi, teknoloji üreten start-up’ları satın almalı veya bünyesine entegre etmeli.

    4. Efsane: Yöneticilere göre sigortacılıkta dijitalleşme tamamen teknoloji ile ilgilidir.

    5. Efsane: Eski sistemlerimizden derhal kurtulmalıyız.

    Kaynak: "Profesör Nathan Furr ve Profesör Andrew Shipilov, Harvard Business Manager dergisi"

  • Gelişmiş ülke ekonomilerinde müşterilerin bir sonraki adımlarını önceden tahmin edip onlara zamanında ve doğru sigorta ürünleri sunabilmek, sigorta satışını hızlandırmak ve kolaylaştırmak anlamına gelecektir. Peki sigorta sektörü dijital verileri nasıl kullanabilir? Yeni dönemde kullanıcıların hangi alışkanlıkları tahmin edilebilir? Dijital gelişmeler sigorta sektörünün rekabetine nasıl etki edecek? Corpus Sigorta olarak tüm bu soruların cevabını sizler için inceledik.

    Bu podcast bölümümüzü dinleyerek dijital verilerin sigorta sektörünün geleceğini nasıl etkileyeceğine dair önemli bilgiler edinebilirsiniz.

    Kaynak: Swiss Re Sigma Raporu, 2020. Data-driven insurance: ready for the next frontier?