Avsnitt
-
ARIDAN ALINACAK MESAJLAR
ŞURANIN ÖNEMİ
HER SÖZE VE DÜŞÜNCEYE DEĞER VERME
-
FİZİK KİMYA MATEMETİK DERSİ VERMEK SALAT KAPSAMINA GİRER Mİ ?
-
Saknas det avsnitt?
-
BENLİĞİN ARINDIRILMASI
-
DÜNYAYI CEHENNEME ÇEVİRENLER
-
RABITA NE DEMEKTİR?
-
SAHTE RABBLER BUNLARIN BİLGİ KAYNAĞI VE BUNLARIN AMACI
-
TEVBEYİ KİM KABUL EDER,GÜNAHLARI KİM AFFEDER ?
-
ZİKİR SÖZCÜĞÜ VE ALLAHI ZİKİR
-
MÜSLÜMAN NEMELAZIMCI OLAMAZ
-
İSLAM DİNİNDE ZANNIN YERİ YOKTUR
-
Gıybet ne demektir?
-
UYANIŞ - 17.Bölüm - ŞERİAT NEDİR? ALLAH'IN İNDİRDİĞİ İLE HÜKMETMEK
-
UYANIŞ - 16.Bölüm - EVLAT EDİNME KONUSU
-
UYANIŞ - 15.Bölüm - AYDIN'IN KUR'AN'CA TANIMI
-
Değerli izleyicilerim, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bugün, Uyanış programımızın 14. sohbetine devam ediyoruz. Önceki sohbetimizde, Allah'ın fiziksel uyarılarıyla ilgili konuşmuştuk ve Hizbullah ve hizbü şeytan konularını ele almıştık. Bu sohbetimizde de şeytanın tanımına ve hizbü şeytan kavramına değineceğiz.
Şeytan, haram yemeyi, haksız kazanç elde etmeyi, kötülük ve haksızlık yapmayı, Allah'a karşı bilmediğimiz şeyleri söylememizi emreden kişilerdir. Ayrıca, bizi fakirlikle korkutan, kuruntulara düşüren, Allah'ın yarattıklarını değiştirmemizi emreden ve yaldızlı sözlerle kandıran kişilerdir. Allah, Kur'an'da şeytanın grubunun kesinlikle kaybedenler olduğunu belirtir.
Mücadele suresinde ise Allah, Hizbullah'tan, yani Allah'ın taraftarlarından bahseder. Bunlar, Allah'ı Rab edinen, O'nun koyduğu ilkeleri kabul eden müminlerdir. Allah, Hizbullah taraftarlarının kalplerine iman yazmış ve onları sürekli kalan cennetlere koyacaktır. Bu müminler, Allah'ın taraftarlarıdır ve başarıya ulaşacak olanlardır.
Sonuç olarak, Hizbullah, Allah'a ve Resulullah'a hakkıyla uymaya çalışan, dini duyguları ve gayretleri güçlü müminleri ifade eder. Allah, hizbü şeytan ve Hizbullah konusunda bizleri fiziki olarak uyarmaktadır.
-
Hakkı Yılmaz, "Uyanış" programının 13. bölümünde, Kur'an'da sıkça kullanılan "Ela" sözcüğünün önemini ve anlamını açıklıyor. "Ela" sözcüğü, dikkat çekmek ve uyarıda bulunmak için kullanılır. Kur'an'da 54 kez geçen bu sözcük, fiziki bir uyarıyı ifade eder.
DÜÜR SÖZCÜĞÜ VE UYARILAR:
Kamer Suresi 13. ayette geçen "düür" sözcüğü, yanlış yorumlanarak çivi veya halat gibi anlamlarla çevrilmiştir. Ancak, Yılmaz, bu sözcüğün aslında fiziki olarak dürterek uyarmak anlamına geldiğini belirtir. Anadolu'da çiftçilerin hayvanları uyarmak için kullandıkları "öven" adlı aletle benzerlik kurar.
HİZİPLER VE UYARILAR:
Kur'an'da "hizip" sözcüğü, aynı görüşte olan insan topluluğunu ifade eder. Ahzab Suresi'nde Müslümanları yok etmek için kurulan kafirler, münafıklar ve müşriklerin koalisyonu anlatılır. Yılmaz, Kur'an'da Hizbullah (Allah'ın tarafında olanlar) ve Hizbü'ş-Şeytan (şeytanın tarafında olanlar) olarak iki grup olduğuna dikkat çeker.
HİZBÜ'Ş-ŞEYTAN:
Mücadele Suresi 14-20 ayetlerinde, şeytanın taraftarları anlatılır. Bu kişiler, Allah'ın gazabına uğramış, yalan yere yemin eden ve insanları Allah'ın yolundan saptıranlardır. Onlar için küçük düşürücü bir azap hazırlanmıştır ve malları, evlatları kendilerine hiçbir yarar sağlamaz. Şeytan onları istila etmiş ve Allah'ı anmayı unutturmuştur.
SONUÇ:
Yılmaz, şeytanın grubunun kesinlikle kaybedenlerin ta kendisi olduğunu vurgular. Kur'an'daki "Ela" uyarılarına dikkat edilmesi gerektiğini ve şeytanın grubunun hangi kitleler ve ameller olduğunu sonraki sohbetlerde açıklayacağını belirterek konuşmasını sonlandırır.
-
Hakkı Yılmaz, "Uyanış" programının 12. bölümünde, kendilerine yöneltilen eleştirileri dikkate alarak izleyicilerini uyarıyor. Eleştiriler arasında, peygambere yer vermedikleri ve peygambersiz bir din anlattıkları iddiaları bulunuyor. Yılmaz, bu bağlamda peygamberlerin dindeki yerini açıklıyor.
PEYGAMBERLERİN DİNDEKİ YERİ:
Yılmaz, dinin Allah'ın dini olduğunu, peygamberin dini olmadığını vurguluyor. Peygamberimiz vahiyler gelmeden önce bilgili birisi değildi; vahiyler sayesinde iman etti ve İslam'ı tebliğ etti. Kehf Suresi 110, Enbiya Suresi 25 ve Şura Suresi 13 ayetlerine dayanarak, peygamberlerin dine ekleme veya çıkarma yapmadığını, sadece vahyi tebliğ ettiklerini açıklar. Yunus Suresi 15'te peygambere Kur'an'ı değiştirme tekliflerinin yapıldığını ancak peygamberin bunu reddettiğini belirtir. Maide Suresi 3'te de dinin tamamlandığı vurgulanır ve peygambere ekleme yapma yetkisi verilmez.
DİNİN BOZULMASI:
Yılmaz, İslam dininin yıllar içinde bozulduğunu ve çeşitli iktidarlar tarafından peygambere atfedilen hikayelerle dinin aslından uzaklaştırıldığını belirtir. Dinin terkibi bozulduğunda, insanların mutluluğunun kalmadığını ve Müslümanların başka ülkelere kaçtığını vurgular.
SONUÇ:
Hakkı Yılmaz, dinin Allah'a ait olması gerektiğini ve peygamberlerin dine herhangi bir ekleme veya çıkarma yapmadığını ifade eder. Hakk Suresi 44-47'ye dayanarak, peygamberin Allah'ın sözlerini değiştirmesi durumunda cezalandırılacağını belirtir. Dinin özü Allah'a ait olmalı ve bu, hem dünya hem de ahirette insanları mutlu eder. İzleyicilere dinin Allah'a ait olduğunu unutmamaları gerektiğini hatırlatarak konuşmasını sonlandırır.
-
Hakkı Yılmaz, "Uyanış" programının 11. bölümünde, Kur'an'a saldıran kişilerin şerrinden izleyicileri koruma ve onları uyarma amacıyla konuşuyor. Bir izleyiciden gelen eleştiriler üzerine, Kur'an'da geçen dağın kaldırılması meselesine odaklanıyor.
Dağ Metaforu:
Yılmaz, Bakara Suresi 63, 93 ve Nisa Suresi 154. ayetlerde geçen "dağ kaldırma" ifadesini açıklıyor. Geleneksel meallerde, Tur Dağı'nın İsrailoğulları'nın üzerine şemsiye gibi kaldırıldığına dair bir inanış yer alır. Ancak, Yılmaz, bu ifadenin yanlış yorumlandığını ve Kur'an'da geçen "ref" (yükseltmek) ve "fevk" (üst) sözcüklerinin, Musa'nın peygamberlik makamına yükseltilmesi anlamında kullanıldığını belirtir.
Sözcüklerin Anlamı:
Ref (yükseltmek): Terfi ettirmek, makamca yükseltmek anlamına gelir. Fevk (üst): Makamca üst anlamında kullanılır. Tur: Kur'an'da geçen Tur sözcüğü, ağaçlık alan veya dağ anlamına gelir. Örnekler ve Açıklamalar: Yılmaz, Kur'an'da geçen diğer ayetlerden örnekler vererek, Allah'ın elçileri seçerken insanlardan seçkin kişileri tercih ettiğini vurgular. Nuh Suresi 14. ayette, insanın aşama aşama yaratılışı anlatılırken "tavra" sözcüğünün çoğulu olan "etvar" kullanılır.
Sonuç:
Hakkı Yılmaz, Tur Dağı'nın İsrailoğulları'nın üzerine fiziksel olarak kaldırılmadığını, bunun yerine Musa'nın peygamberlik makamına yükseltilmesinin kastedildiğini açıklar. İzleyicilere uyanık olmalarını ve detaylı açıklamalar için yazılarına başvurmalarını önerir.
-
Hakkı Yılmaz, "Uyanış" program serisinin 10. bölümünde, geçmiş kavimlerin helak nedenlerini ve özellikle Yunus kavminin durumu üzerinde duruyor. Yılmaz, daha önceki programlarda geçmiş kavimlerin helak nedenlerini anlattıklarını ve esas cezanın ahirette olduğunu belirtmiştir. Allah'ın zalimlerin cezasını dünyada vermediğini ifade eder.
Yunus Kavmi ve İman:
Yılmaz, bir izleyicisinin Yunus kavminin durumunu sorması üzerine, Yunus kavminin iman ederek rezillik azabından kurtulduklarını belirtir. Yunus Suresi 98. ayette, Yunus'un kavminin iman edip, rezillik azabından kurtuldukları ve Allah'ın onlara bir süreye kadar yarar sağladığı anlatılır.
Rezillik Azabı:
Yılmaz, suçluların cezasının dünyada rezillik azabı olarak verildiğini açıklar. Rum Suresi 41. ayette, insanların kendi elleriyle yaptıklarından dolayı karada ve denizde kargaşa ortaya çıktığı ve bu kargaşaların insanlara bir uyarı olduğu belirtilir. Yılmaz, küçük azapların insanların hatalarını anlamaları için olduğunu ve bu azapların değerlendirilmesi gerektiğini vurgular.
Kıssaların Önemi:
Yılmaz, Kur'an'daki kıssaların (öykülerin) geçmişteki kavimlerin başına gelen olayları anlatarak, günümüzdeki insanlara ders vermeyi amaçladığını belirtir. Bu kıssalar, insanların geçmişte yapılan hatalardan ders alarak aynı hataları yapmamalarını sağlamak içindir. Taha Suresi 128 ve Ali İmran Suresi 137'de de geçmiş kavimlerin yaşadıkları olayların, günümüz insanları için kılavuz ve ders olması gerektiği vurgulanır.
Sonuç:
Hakkı Yılmaz, Yunus kavminin iman ederek rezillik azabından kurtulduğunu ve aynı şekilde insanların da Allah'ın ilkelerine dönerek ve resullerin tebliğ ettiklerini doğrulayarak benzer azaplardan kurtulabileceklerini ifade eder. Kıssaların yararlarını araştırmanın önemini vurgulayarak konuşmasını sonlandırır ve izleyicilere hoşça kalın mesajı verir.
-
Hakkı Yılmaz, "Uyanış" serisinin 9. bölümünde, "iffet" kavramını ele alıyor. İffet sözcüğünün Kur'an'daki kullanımına ve anlamına değinen Yılmaz, Arapçada iffet kelimesinin "güzel olmayan, helal olmayan ve bir insanın kendisine yaraşmayan şeylerden uzak durma" anlamına geldiğini belirtiyor.
Kur'an Ayetleriyle İffet:
Bakara Suresi 273: Allah yoluna adanmış fakirlerin iffetli davranarak hırsızlık ve dilencilikten kaçındıkları belirtilir. Bu kişiler, gariban olmalarına rağmen iffetlerini korurlar.
Nur Suresi 32-33: Evliliğe imkan bulamayanların iffetli davranarak zina ve fuhuştan kaçınmaları gerektiği vurgulanır.
Nur Suresi 60: Yaşlı kadınların iffetli olmaları, yani zina ve fuhuştan kaçınmaları kendileri için daha hayırlıdır.
Nisa Suresi 6: Yetimlerin malını idare eden kişilerin iffetli davranmaları, yani yetimlerin malını çarçur etmemeleri ve ihtiyaçları yoksa bu mallardan hiçbir şey almamaları gerektiği anlatılır. İhtiyacı olanların ise sadece ihtiyaçları kadarını alabilecekleri belirtilir.
Kamu Görevi ve İffet: Hakkı Yılmaz, kamu görevi yapan kişilerin, eğer ihtiyaçları yoksa kamu hizmetinden veya hazineden hiçbir şey almamaları gerektiğini vurgular. Bu davranışın iffetli ve namuslu olduğunu, aksi halde ise iffet ve namustan yoksun olunacağını belirtir.
Geçmişte Ebubekir gibi örneklerin kamu malından bir şey almadıklarını, aldıklarında ise geri verdiklerini anlatır.
Son olarak, İhsan Doğramacı'nın kamu görevinde iken kişisel masraflarını kendisinin karşıladığını örnek verir ve günümüzde de benzer kişilerin bulunması gerektiğini ifade eder.
Hakkı Yılmaz, ihtiyaçları olmadığı halde kamudan para alanların iffet ve namustan yoksun olduğunu belirterek konuşmasını sona erdirir.
- Visa fler