Avsnitt
-
Merhaba Sevgili Dinleyen,
İçimizdeki dünya kurulmadan önce;
Biz bundan çok önceleri elbette dünya denilen yerde yoktuk. Ama şüphesiz biz yokkende hayat vardı.
Bir gün bir kadın ile bir adam bir yerlerde karşılaştı. Belkide o klişe an gibi bir kütüphanede çarpıştılar ve çevreye yayılan kitapları toplarken ilk kez göz göze geldiler. Sonra belki o kadın ilk çiçeğini buradan doğan mahçubiyetle belkide özür mahiyetinde aldı. Belki bir müddet adam hemen açılamadı, içinde besleyip büyüttü sevgisini. Belki de o ana kadar ki yaşamında sadece o kadına iyi bir cümle kurabilmek için okumuştu bunca kitabı. Ve sonra bu iki insan hayatlarını bir şekilde birleştirme kararı aldılar. Bazı yıldönümleri unutuldu. Bazı büyük sevinçler ve çokça gözyaşı yaşandı. Ve sonra bir insan yeryüzünde yaşamında ilk kez havayla temas etti. İşte o insan; yani ben. Ya da sen. Yani bizler bir anda dünyada bulduk kendimizi. Sonra bizlerde bir şeyler yaşamaya başlar bulduk. Gök yüzünü tanıdık, acılar yaşadık gözyaşı ile tanıştık. Ve böylece içimizde bir dünya varoldu. İşte size bundan bahsedeceğim. Bugün konumuz içimizdeki dünya.
-
Bu podcastimizde rutinlerin günlük yaşama katkısını, tarihsel ve bilimsel perspektiflerle ele alıyoruz.
-
Saknas det avsnitt?
-
Şahsi özgürlüğüne adım atmak, bir başkasının belirlediği kurallardan sıyrılmak, kendine “kendi yolunu seçme” hakkını vermek demektir.
-
Kendin olma cesareti bir adımla başlar. Hadi bu podcastle o adımı at!